24 Ağustos 2010 Salı


Sahaya çıkan kadro, Aykut Hoca'nın topu ileride tutmak ve dirençli olmak konusunda istekli bir kadro çıkartmak istediğini söyler gibiydi. Semih ve Niang gibi topu tutabilen ve servis edebilen iki adam ve çok koşan orta saha.

-Görünüşte doğru olan bu fikrin yanlışı ise Özer'in sahada olmasından başlıyor. Özer'e Aykut Hoca çok güveniyor, bizler de öyle ama Özer henüz hazır değil. Ayağındaki vida daha yeni çıktı ve gerek form, gerekse fizik olarak hiç hazır değildi. Burada topu daha fazla tutabilecek ve hazır Stoch'u denemek gerekirdi. Her ne kadar savunma zaafiyeti olsa da Stoch'un girdikten sonra ne gibi katkılar verdiğini gördük.


-Trabzonspor Liverpool maçına oranla daha çok hücum seven adamlarla sahadaydı ve ilk dakikalarda da bu hissedildi. Topa hakim olan taraf Trabzonspor'du ve golü de futbolun o meşhur şansının verdiği destekle buldular. Şans diye bir şey varsa eğer, her zaman için fazla çalışanın yanındadır, bunu da unutmamak lazım.


-İkinci golde Mert'in ya hiç açılmaması ya da en baştan açılması gerekiyordu. Klasik bir acemi kaleci golü yedi, bu O'nun kumaşının kötü olduğunu göstermez.


-Sonrasında biraz olsun toparlanan bir Fenerbahçe gördük ve Semih'in müthiş gayreti karşılıksız kalmadı, Fenerbahçe aradığı golü ummadığı bir dakikda buldu diyebiliriz.


-Hemen sonrasında gelen Trabzonspor golü ise savunma tarafında ders olarak gösterilebilecek bir rezalete, hücum tarafında ise yetenek kokan çok iyi bir orta ve kafaya sahne oldu. Adam paylaşımında Bilica ve yanındaki iki oyuncunun ne yapmaya çalıştığını anlatabilecek bir yardımsever varsa buraya alayım..


-Stoch'un zorunlu değişikliği Fenerbahçe'ye çok yaradı zira Fenerbahçe orta sahada alışık olduğumuz üzere Cristian'ın geriye gömülüşü ile çok desteksiz kalmıştı. Stoch'un girişi hem takımı hem de bizleri hareketlendirip, umut ışığı verdi..

-Tam üç tane servis yaptı Stoch ve üçü de gerçekten harika gayretlerdi. Mehmet Topuz birisini garip şekilde dışarıya atarken, birisini de istemeden gol yaptı. Mehmet Topuz tam anlamıyla bal yapmayan arı. İnanılmaz mücadele ediyor, inanılmaz koşuyor ama Kayseri'deki özgüveninden eser yok ve bu bitirişlerine yansıyor, Mehmet Topuz bu değil ve takıma çok daha fazlasını verebilir.

-İkinci yarı Şenol Hoca'nın Umut hamlesi çok kritikti. İlk başlarda yanlış olduğunu düşünmüştüm ama Umut ileride öyle bastı, öyle koştu ki yorulan Fenerbahçe savunması iyice havluyu attı.

-Bu dakikalarda Trabzon çok gol kaçırdı ve Mert bir de penaltı kurtardı. Penaltı penaltı değildi, o müdahe penaltıyı gerektirmez diye düşünüyorum. Aynı dakikalarda Fenerbahçe'nin yakaladığı pozisyonda ise Niang bariz şekilde engellendi, aksine bunun da penaltı olduğu kanısındayım. Mert'in kurtardığı penaltı bu şekilde çok daha önemli olabilirdi ama olmadı. Zaten Fenerbahçe'nin de başka türlü gol bulmaya yetecek kondisyonu ve yeterliliği kalmamıştı.

-Maç özellikle ilk yarıdaki harika temposuyla ve seyir zevkiyle 3-2 sonuçlandı.

-Fenerbahçe adına bakmak gerekirse, çok umutsuz olunmaması gereken bir maç olarak söyleyebiliriz. Takım özellikle Stoch girdikten sonra beklediğimiz tempoyu yaptı.

-Aykut Hoca'nın böyle kadro hataları, deneme, yanılmaları olacaktır. Parolamız birlikte büyümek olmalıdır. Bu yüzden çatlak sesleri umursamıyorum, destek büyüyene kadar devam edecek.

-Trabzonspor bu sene güzel futbol oynayacağını artık sağır sultana bile kanıtlamıştır sanırım.. Kesinlikle az koşma gibi bir lüksleri yok. Şenol Hoca çok ideal bir takım yaratmış, tebrik ederiz..



Oyuncu Performansları


-Mert bana garip şekilde bir umut veriyor. Volkan Babacan konusunda aynı şeyleri düşünmüyordum ama bu çocukta bir şeyler var gibi.. Bekleyip görmek ve sabretmek lazım. Fenerbahçe ülkemize bir kaleci daha armağadan edebilir..


-Defans kurgusunda Bilica'nın abartıldığı kadar kötü olduğunu düşünmüyorum. Sorun daha çok Santos'un geriye dönüşleriydi. Santos bu kiloyla beklediğimiz sürekli katkıyı veremeyecek gibi.. ''Savunma yönü yok!'' eleştrilerine katılmıyorum. Bence Santos gayet de savunma yapmayı beceriyor, sorun kondisyonu ve istek sınırı. Gökhan çok mücadele etti ama yine gereğinden fazla pas hatası yaptı. Kimse Gökhan'ı mücadele konusunda eleştirmiyor zaten, Topuz misali daha çok arı yapması, çok daha fazla orta ve şut çalışması lazım. İşin en önemli noktalarında tıkanıp kalıyor..


-Bir taraftar olarak Cristian'ı artık görmek dahi istemiyorum. Bu şekilde sinmeye ve bizleri deli etmeye kesinlikle hakkı yok. Kendisi hakkındaki tüm olumlu görüşlerim bir bir eriyip, gidiyor.. O'na böyle görevler verildiğini falan da düşünmüyorum keza savunmanın bu denli önünde bekleyen adam olsa olsa inanılmaz bir savaşçı olur ki, Cristian'da mücadelenin hiçbir türü yok. Vücudunu koyup kazandığı tek bir topu bile hatırlamıyorum. Mehmet Topuz'dan ve Özer'den yukarıda da bahsettim. Daha fazla güven ve daha fazla çalışma şart.. Emre bildiğimiz Emre ama bu sene sanki biraz daha sönük başladı. Oyunun içine yeteri kadar giremiyor, bu da yanındaki kişiden ötürü diye düşünüyorum.


-Stoch için ayrı bir paragraf şart. Yetenek ve futbolculuk olgusunu anında gösteriyor. Bir oyuncu ''ben iyiyim'' diye son senelerde bu denli bağırmamıştı hiç. Fenerbahçe'nin hücum anlamında bir, iki gömlek üste çıkmasını tek başına sağlıyor. Önceki haftalarda da dediğim gibi 4-3-3 sisteminde kullandılığı takdirde inanılmaz işler yapabilir..


-Niang ise Fenerbahçe taraftarı için ilaç gibi bir transfer. ''Savunmayı yoruyor abee'' klişesini gerçek kılan yegane forvetimiz. Savunmayı gerçekten yoruyor ve gerçekten çok mücadele ediyor. İnanılmaz bir savaşçı. Lige alışmasıyla birlikte son vuruşlarındaki güven ve istikrar da sağlanacaktır. Kesinlike diğerleri gibi değil, kalitesi kendini belli ediyor.


-Trabzsonspor adına bir kaç isimden bahsetmek istiyorum. Colman'ı geçen seneden farklı bulmadım, biraz daha iyi yerlere gelebileceğini düşünüyordum ama sanırım daha fazla gelişmek gibi bir çabası yok. Kötü oyuncu olduğunu söylemiyorum ama çok daha iyisi olabilirdi. Glowacki iyi transfer, kesinlikle çok iyi işler yapacaktır. Teo tek forvet için uygun değil. Güçlü ve mücadeleci değil. Bir şeyler yapmak istiyor ama yapamıyor. Güiza vakası olması olasıdır, bir an önce vazgeçilmelidir, bu sistemin adamı değil. Yanında yırtıcı birisi olmadığı sürece iş yapmaz, yapamaz. Serkan Fenerbahçe'den gittikten sonra kendini toparlayan nadir isimlerden. Sanki biraz da orta mı açmayı öğrenmiş yoksa bana mı öyle geliyor? Fenerbahçe tarihi boyunca sadece bir asisti olan bir hücumcu bekten bahsettiğimizi hatırlatırım..


-Kapatırken perşembe günki maçı canlı olarak izleyeceğimi ve yapabilirsem fotoğrafları kendim çekeceğimi son kez bildirmek istiyorum.


-Fenerbahçe rahat kazanır tahminimde bir değişiklik yok aksine buna bir madde daha ekliyorum : Alex şov yapar.


-Perşembe mutlu bir yazı dileğiyle..

http://www.sarilacicubuklu.com/forum/index.php?topic=7933.0


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder