19 Ocak 2010 Salı





BİR DEVRİN SONU MU GELİYOR?


Mehmet Demirkol yazmış, Erman Hocam yorumlarrr! Sebebini de şöyle açıklamış, Erman Hoca sebep değil, sonuçtur…


Sebep şu oluyor aslında, futbolda yaşanan çarpıklıklar ve bu çarpıklıklar sonucunda ortaya çıkan bir figürdür Erman Toroğlu. Yani çizgi roman mantığından hareketle yapılmış bir ironi. Sistem bozulursa, doğal ortamının dışına çıkarsa, bu ortamdan fayda sağlayacak insanlar ortaya çıkar.
Aynı yazıda Aziz Yıldırım’dan da bahsetmiş, bu rakamın onun eseri olduğunu yazmış.


Ve şu günlerde Erman Hoca’nın yollandığı konuşulmaya başlandı.
Ben buradan şunu anlıyorum; çarpıklıklar kötüleri ortaya çıkarır ama bir süper kahraman çıkar ve her şeyi düzeltir. Kötü karakter Erman Hoca, süper kahraman Aziz Yıldırım…
İroni yapmış Mehmet Demirkol, ilk anda Erman Hoca’yı desteklediğini zannedenler olabilir ama bence harika bir ayar vermiş.


Fakat fena halde yanılmış Mehmet Demirkol. Erman Toroğlu çok da önemli bir figür değil aslına bakarsanız. Evet, bir sonuçtur ama yapay bir sonuçtur. Türlü matematik kandırmacalarıyla ortaya çıkarılmıştır. Hatalı bir sonuçtur.Ve bu sonucun hiçbir önemi yoktur. Hatta bana sorarsanız, Erman Hoca acınması gereken bir şovmendir.


Mehmet Demirkol’un yazısında bir nokta daha var dikkatimi çeken, daha doğrusu olmayan bir nokta bu. Bu sonuca varılmasını sağlayan sebepleri sıralarken, medyadan bahsetmeyi unutmuş.Erman Hoca’yı acınası bir figür haline dönüştüren medyadan ve onu yönetenlerden…
Şimdi siz Erman Hoca’nın yorum yaparken Şansal Büyüka yörüngesinden çıkabileceğini mi zannediyorsunuz. Çok yanılırsınız. Sanıyor musunuz ki, Şansal Büyüka’nın etkisi haricinde dört işareti yaptı, Kazım’ın alması gereken cezayı işaret ederken. İşte yönetmekten kasıt budur. Hıncal Uluç muhteremi yazmıyorum artık çünkü ciddiye alan kalmadı kendisini. Müritleri hariç tabi…


Peki, ne oldu şimdi? Erman Hoca’nın gönderilmesi gündemde…Sizce neyi değiştirir bu, enstrümanını değiştiren müzisyen gibi olmaz mı?Nefesli çalgıdan, yaylı çalgıya geçiş olmaz mı?Ve neyi değiştirir, müzisyen aynı yeteneksizlikte olduktan sonra.


Değişmez elbette diye düşünürken bir de baktık ki, bu kez de Şansal Büyüka’nın istifası geldi gündeme. Erman Hoca yoksa ben de yokum demeye getiriyor. Omurgalı bir duruş sergilediğini göstermeye çalışıyor. Kendi tabiriyle “kuyruğu dik tutmaya” çabalıyor. Ve bunu medyaya servis ediyor. Gerçekten dik bir duruş sergiledi, denilsin istiyor.


Sonucu ne olur bilemiyorum. Artık istifa mı eder, kalıp intikam almayı mı seçer yoksa sistemin içinde kaybolup mu gider, bilmiyorum. Ama yıllardır takip ettiğim kadarıyla o kadar parayı kolay kolay bırakıp gitmez gibi geliyor bana, bir süre direnecektir. Üstelik soğuk bir yemek de yemek isteyecektir. Ancak yolun sonu gözüktü bazıları için, diğerlerini sizler de biliyorsunuz zaten. Geride bırakacakları tek tehlike müritleri olacak gibi duruyor.


Önceki haftanın maç sonuçlarını bile bilmeyen bir müdür için fazlasıyla işgal etti Türk Futbolunu. Beylik lafları da buydu değil mi? “Türk Futbolu”

Yıllarca yöneticilerden şikâyet etti durdu medya. Onlar yavaş yavaş değişti. Ama medya gittikçe daha da yozlaştı ve bunun sorumlusu da tarikat ve cemaat zihniyetli baronlar, şeyhler, şıhlar. Şimdiler de o yozlaşmış medyanın içinden de akil adamlar çıkmaya başladı. Ve galiba bir dönemin sonuna geldik.


Umarım keyifle izlemeye devam ederiz.


Ha unutmadan, Denizli maçından sonra Fenerbahçe’nin şampiyonluğunu çaldılar diyen Erman Toroğlu, yayına çıkınca unutmuştu söylediklerini. Yukarıda yazdıklarımıza bakınca şaşıracak bir durum yok bunda. Ama benim aklıma başka şeyler gelmeye başladı yazdıkça.
Ya Şansal Büyüka, Erman Hocayla ters düşmek istemiyorsa ve bunun için haklı sebepleri varsa. Olur ya, belki de kızıp konuşmasından korkuyordur Erman Hoca’nın. Olamaz mı?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder