18 Kasım 2009 Çarşamba

ŞAŞIRMAZ FENERBAHÇE UNUTMAZ BEŞİKTAŞ’I


Gerekli kelimeler Türkçe dilinde mevcut ama burası bir blog ya da sözlük değil. Yazamayız.
Ahlaksızlığın, şerefsizliğin, şirretliğin nerelerden akıtıldığını da biliyoruz. Ama yazamıyoruz.

Galatasaray isimli camianın yaptığı açıklama ibreti âlem olsun diye ülkenin her yanına, her şehrine, her caddeye, her köşe başına, her sokağa, her apartmanın girişine hatta her dairenin kapısına asılmalıdır. Bu açıklama bir itiraf değildir, bu açıklama insanlık ayıbıdır. Bu açıklamayı yapan insanların yetiştirildiği kurumların kapatılması, bunları yetiştiren ailelerin sosyal sorumluluk kuruluşlarınca tekrar tekrar eğitilmesi gerekmektedir.


Utanmalıdır bunlar. Utanmanın ötesinde yerin dibine girmelidir. Bu adamların kontrolünde televizyon, gazete, radyo yayımları yapanlar defolup gitmelidir başka bir gezegene. Bu adamların kontrolünde ve himayesinde hakemlik, taraftarlık, kurum ve kuruluş yöneticiliği, sözcülüğü yapanlar evrende bulunabilen en uzak gezegene gönderilmelidir.


Yazmıyorum detayları, parmakları, saldıranları, cibilliyetsiz açıklamaları. Yazmıyorum Kaan Kural’ı, Murat Didin’i. Yazmıyorum okuduğunu anlamaktan aciz Galatasaray yönetimini.

Bir tanesi hariç, bakın dün gece ne oldu. Hayır hayır, Ahmet Çakar veya karısı Adnan Polat’ın şirketinde çalışan Serhat Ulueren falan değil anlatacağım. İsmi Mehmet Aslan, Hıncal Uluç’un yeni kafa sallayıcısı, yeni tulumbacısı… Nazik, naif spor sevici…

Sadece bu nazik ve naif görüntüsüdür bu yazıya konu olma sebebi. Yazıp duruyorum. Yalancı bunlar diyorum. İşte budur sebebi.


Hıncal almış karşısına Mehmet’i, konuşuyorlar kırmızı çizgilerde… Mehmet, çıkan olaylardan ve bu olayları önlemek için sarf edilen çabalardan bahsediyor. Ağzından Fenerbahçe kelimesi çıkıyor ilk önce, ancak Fenerbahçe kelimesinin sonundaki E harfi yarım kalıyor ve bir anda salise kaybetmeden Beşiktaş diyor nazik ve naif Mehmet.
Kendi taraftarının cezalandırılması için uğraşan adam olarak Demirören ismini telaffuz etti Mehmet. Yüceltmelere başladı Mehmet.
Ercan yerine koordinatör olarak ismi geçen Mehmet, işte bu Mehmet.
Aziz Yıldırım diyemedi Mehmet. Yani yalan söyledi Mehmet, gerçeği bildiği her halinden belli olsa da Hıncal’dan korktu Mehmet. Nazik ve naif Mehmet… Sonra lafı bitti Mehmet’in, alamet-i farikasından olsa gerek, müthiş bir alaka yakaladı Mehmet. Kurduğun bağlantı bizleri mest etti Mehmet. Selçuk dereli hakeminin, Aziz Yıldırım’a karşı kazandığı dava konusunu açtı Mehmet, televizyon tecrüben eksik tabi Mehmet. Değil mi Mehmet? Ve Hıncal’a sözü bıraktı Mehmet. En büyük Mehmet, sizin Mehmet… Aferin sana Mehmet, objektif Mehmet, tarafsız Mehmet, yeni neslin göz bebeği Mehmet. Bravo Mehmet. Hadi Mehmet, hadi…


Başka söze gerek yok sanırım. Mehmet tüm gerçekleri anlattı bizlere. Değil mi Mehmet?


Bitti. Bu konu burada bitti. Kapandı. Bu kargaşa, bu hengâme sona erdi.


Şimdi herkes aklını başına alsın, düşünmeye başlasın. Hafta sonu Beşiktaş kazansın diyen bir Adnan Polat oyunu bu, Fenerbahçe bench arkasına o adamları yerleştiren de o. Bırakın o parmağı, unutun. O parmak olmasa da başka bir sebep bulacaklardı, o biletleri o adamlara bedava verirken bu planı yapmışlardı zaten. Bu iş planlı, programlı, Beşiktaş maçı öncesi Fenerbahçe’yi yıpratmak için bir tezgâh.
Tahminen şöyle bir plan yapıldı maç öncesi.


Çıkarın olayları, kaynasın dünya, şaşırsın Fenerbahçe, unutsun Beşiktaş’ı.


Çıkarın o kadını televizyonlara, gazetelere manşet yapın, karıştırdıkça karıştırın, şaşırsın Fenerbahçe, unutsun Beşiktaş’ı.


En saçma açıklamaları yapın, en zekâsız cümleleri kurun resmi internet sitemizde, şaşırsın Fenerbahçe, unutsun Beşiktaş’ı.


Yapın her türlü ahlaksızlığı, yapın her türlü şirretliği, şaşırsın Fenerbahçe, unutsun Beşiktaş’ı.


Yollayın Zalad’a paraları, ayırın tribünleri, kavgalar çıksın, cinayetler işlensin, ben kazanayım, nasıl kazanırsam kazanayım…


Şaşırsın Fenerbahçe, unutsun Beşiktaş’ı.


Yine şaşırdınız…


Fenerbahçe unutmaz Beşiktaş’ı, ne seni, ne yardakçılarını, ne de camianı…


Bir kez daha yazalım o zaman;


BİZ TEK SİZ HEPİNİZ


Serkan SAĞLAM

serkan@sarilacicubuklu.com Bu e-Posta adresi istek dışı postalardan korunmaktadır, görüntülüyebilmek için JavaScript etkinleştirilmelidir

1 yorum:

  1. bu işin aslı ortaya çıktı nasılsa. devam bloglarınızı alalım :)

    YanıtlaSil